Fecir | Konular | Kitaplar

Sudaki Temizlik İçin Aranan On Özellik.

Sudaki Temizlik İçin Aranan On Özellik



Sudaki Temizlik İçin
Aranan On Özellik
 
İnsan için suyun ehemmiyeti,
sadece içeceğimiz olmasından veya yiyeceklerimizin hazırlanmasındaki rolünden
ileri gelmez; sıhhatimiz için zarurî olan temizlik vasıtasıdır da... Öyle ise
suyun  hem temizliğe, hem de içilmeye elverişli olması, bu maksadlarla bazı
vasıfları taşıması gerekmektedir. Bizden önce yaşayan insanlar, suyun "cevdet"
yâni "iyi" olması için onda on vasıf aramışlardır. Bu on özellik şunlardır:
1- Renk: Su, saf olmalı,
her çeşit renklilikten ârî bulunmalıdır.
2- Koku: Su kokusuz
olmalıdır.
3- Tad: Tadı hoş olmalı,
Fırat ve Nil nehirlerinin tadında olmalıdır.
4- Ağırlık: Hafif ve
akıcı olmalıdır.
5- Mecrâsı: Suyun aktığı
yatak temiz olmalıdır.
6- Menbâ: Su, uzak bir
menbâdan gelmelidir.
7- Güneş ve rüzgâr isâbet
etmelidir. Menba uzak olmadığı takdirde güneş ve rüzgar te'sir icra edemez.
8- Kıvam: Suyun kıvamı
akıcı olmalıdır.
9- Miktar: Su çok
olmalıdır. Bu takdirde karışan yabancı maddeleri dışarı atar.
10- Mansab: Akış
istikameti kuzeyden güneye veya batıdan doğuya doğru olmalıdır.
Bu açıklamaları kaydeden
kaynağımız ilâve eder: "Sayılan vasıflar kâmil mânâda, şu  dört nehirde bulunur:
Nil, Fırat, Ceyhan, Seyhan." Şu halde suyun sağlığımıza elverişli olması,
kirlenmelerinden korunması için dinimiz, bazı tahdidler koymuş, tedbirler
emretmiş olmalıdır.
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm), hadislerinde suların kirletilmesi meselesini de ele alarak bir kısım
beyanlarda bulunur. Bazan çevre ile ilgili olarak yukarıda kaydettiğimiz
yasaklar meyanında bazanda müstakillen bu meseleyi ele alır. Hz. Muaz ve Hz.
Câbir (radıyallâhu anhümâ) tarafından iki ayrı tarîkten nakledilen bir hadiste,
"gölge ve yol" ile birlikte "mevârid" yani su mecraları da zikredilerek, büyük
abdest bozulması yasaklanır. İbnu Ömer (radıyallâhu anh)'in rivayetinde
Resûlullah  nehir kenarlarına büyük abdest bozmayı yasaklar. Hz. Câbir (radıyallâhu
anh)'den gelen bir rivayet  akarsuya küçük abdest bozmayı yasaklar. Yine Hz.
Câbir ve Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) tarafından rivayet edilen hadislerde
istifade edilecek olan durgun suya bevl edilmesi yasaklanmaktadır. Bazan
"istifade edilecek" kaydı olmaksızın, mutlak şekilde "birikmiş su"ya bevl
edilmemesi  emredilmiştir.

Suların kirlenmelerden korunması ile ilgili  nebevî alâkadan bahsederken,
kuyularla ilgili olarak Hz. Peygamber (s.a.s.)'den vârid olan tâlimata da dikkat
çekmemiz gerekir. Zira bunlardan bir kısmı kuyu sularının pislikten korunmasına
râcidir. Bu tâlimâtlardan birine göre, eskiden kalma kuyuların etrafında (yarı
çapı) elli, yeni açılan kuyuların etrafında ise, yirmibeş zirâ'lık bir dairenin
harim olarak boş bırakılması gerekmektedir. Bir diğer talimât da, hayvan
ağıllarının kuyuya kırk zirâdan  daha yakına yapılmamasını emreder.
Hz.
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (s.a.s.): "İki lânetten
korkun!" buyurdular. Ashâb: "İki lânet de nedir?" diye sorunca, açıkladılar:
"İnsanların yollarına abdest bozanla, gölgelerine (gölgesinden yararlanılıp
oturulacak ve uyunulacak yerlere) abdest bozanlardır!" (Müslim, Tahâret: 68,
-269-; Ebû Dâvud, Tahâret: 14, -25-) "Lânete sebep olan üç yere abdest
bozmaktan kaçının: Su yollarına, işlek yollara ve gölgeliklere." (Ebû Dâvud,
Tahâret 14, -26-)[1]
 

 




[1]
Geniş bilgi için bkz. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Terc. Ve Şerhi, c. 10, s.
309-392