Fecir | Konular | Kitaplar

Guslü Gerektirmeyen Haller

Guslü Gerektirmeyen Haller



Guslü Gerektirmeyen
Haller:
 
Guslü gerektirmeyen hallere
gelince; Henüz şehvet duygusu oluşmamış ve bulûğa ermemiş çocuğun cinsî
yakınlaşmada bulunması. Tenâsül uzvundan şehvetle açık bir sıvı hâlinde meni
akması. Cinsî bir şehvet duyulmasına rağmen meninin dışarıya çıkmaması.
Şehvetten, başka bir şeyden (hastalık, heyecan vs.) dolayı meninin akması, kızın
bekâretini gidermeyen cinsî bir yakınlaşma (çünkü kızlık zarı haşefenin sünnet
yerine kadar girişini engeller). Bu gibi durumlarda gusül farz değildir.
Gusletmeleri farz olanların,
gusülsüz olarak yapmaları câiz olan hususlar da şunlardır: Zikretmek; tesbih
etmek; salât ve selâm getirmek; Kur'an ayetlerini kelime kelime öğretmek; dua
maksadıyla Kur'an'dan ayetler okumak: Kelime-i şehâdet getirmek; Kur'an'a
bakmak; bitişik olmayan bir kap içerisinde bulunan mushafa dokunmak; uyumak
(Cünübün abdest aldıktan sonra uyuması daha iyidir). Cünüp iken yemek yeneceği
veya içileceği zaman elleri yıkamak ve ağzı çalkalamak gerekir. Bunların
yanısıra, Ramazan'da cünüp olarak sabahlayan kimse veya gündüz uyuyarak ihtilam
olan kimsenin orucu bozulmaz.
Cünüb olan kimsenin ise; Dinî
kitaplardan herhangi birini elle tutması ve okuması; elini ve ağzını yıkamadan
yiyip içmesi ve eliyle tutmadığı bir kağıda Kur'an âyetleri yazması mekruhtur.
Gusl, Allah'u Teâlâ'nın
müslümanlar için emrettiği en önemli maddî-manevî temizlik biçimidir. Cenâb-ı
Hak, "Eğer cünüb iseniz yıkanıp temizlenin" (el-Mâide, 5/6) buyurmaktadır. Bu
yıkanmanın şeklini de Hz. Peygamber (s.a.s.) kendi tatbikatıyla bize
öğretmiştir. Guslün daha çok manevî bir temizleme aracı olduğu unutulmamalıdır.
Çünkü vücudumuzun herhangi bir yerinde görünür bir pislik veya kir-pas olmasa
bile cünüb olan kimsenin ibadetlerini yerine getirebilmesi için mutlaka
gusletmesi gerekir. Ayrıca gerekli şartları yerine getirilmeyen yıkanma, ne
kadar itinalı yapılırsa yapılsın guslün yerine geçmez ve bununla cünüblükten
kurtulmak mümkün olmaz. Cünüb olan kimse ilk fırsatta gusletmeye çalışmalıdır.
Bu durumda ancak, içinde bulunduğu namaz vaktinin çıkmasına kadar müsaade
vardır; daha fazla geciktirnıesi günâh kazanmasına sebep olur.
Guslün vücut için faydalarına
işaret eden doktorlar bu hususta şunları söylemektedir: İnsanın başına
gusletmesi gerektiren bir hal gelince bütün damarlarda büyük bir sarsıntı olur.
Vücutta bir yorgunluk ve gevşeklik meydana gelir. Bu yorgunluk ve sarsıntıyı
gidermek için vücudun her tarafını yıkamak lâzımdır. Demek ki; guslü gerektiren
hallerde sadece bazı organlar değil, vücudun tamamı yıkanma ihtiyacı
hissetmektedir. Çünkü gerek cünüblükte, gerekse hayız ve nifâs hâlinde, başta
kalp olmak üzere bütün organlar ve kan dolaşımı, yorgunluklarını, ancak güzel
bir boy abdesti ile tertemiz bir zindeliğe terkedeceklerdir. Allah'ın her
emrinde olduğu gibi gusül abdestinde de bizim bildiğimiz ve bilemediğimiz daha
birçok hikmet ve faydalar bulunmaktadır.[1] 

 

 




[1]
Şamil İslâm Ansiklopedisi, c.2, s. 238-240.