Fecir | Konular | Kitaplar

3) Abdestin Vücuttaki statik elektriği dengelemede Etkisi

3



3) Abdestin
Vücuttaki statik elektriği dengelemede
Etkisi:
 
Vücuttaki statik elektriği
dengelemede de abdestin olumlu etkisi vardır. Normalde vücudun tümüne ait statik
bir elektrik dengesi vardır ve sağlıklı vücudun temel yapısı bu elektriğin
dengeli olması ile yakından ilgilidir. Gerek havadaki özellikler, gerekse
günümüzde sentetik ve plastik eşya kullanımı, bu dengeye olumsuz etkiler
yapmaktadır. Ağrılı hastalıklar, sinirlilik ve de yüzün kırışması, bu olayın en
yakın tanıdığımız sonuçlarıdır.
Otomobilden inince veya bir
plastik sandalyede oturunca bu elektriği çoğumuz farketmiştir. Şimşekli havalar
da buna benzer bir etkiye sahiptir. Akupunkturla tedavi, hatta fizik tedavi bir
yönüyle bu statik elektrik artmasına karşı tedbirlerdir. Günde birkaç kez abdest
alarak bu etkiden tamamen sıyrılabiliriz. Statik elektrikten doğan birçok
psikosomatik hastalıklar vardır. Statik elktriğin en olumsuz etkisi, deri
altındaki minik kaslaradır. Statik elektrik bu kasları, gere gere sonunda
işlemez hale sokar. Yüzdeki erken kırışmaların sebebi budur. Tabii bu durum, tüm
vücut için geçerlidir. Ömür boyu abdest alanların nur yüzlü oluşlarının sebebi
de budur. Devamlı abdest alma alışkanlığına sahip olanlar, mutlaka daha sağlıklı
deriye, dolayısıyla güzelliğe sahip olurlar. Güzellik için milyarların
harcandığı günümüzde, bu ne büyük nimettir ki, harcananın on katı harcansa
abdestin yerini tutmaz!
Acaba abdestte statik elektriğe
ait bir hikmet var mı? Elbette var. Âyetin teyemmümde ilgili kısmı bu statik
elektriğe karşı nimetin tamamlanması gerçeğini vurguluyor. Zira teyemmüm de
büyük ölçüde statik elektriği yok eder. İşte yine bir Kur'an mûcizesi! Yüz
yıllar boyu teyemmümün hikmeti anlaşılamamış, nasıl olup da yıkanma yerine
geçtiği izah edilmemişti. Âyette açıkça bildirildiği gibi, abdestin temizlik
yönü de bir nimettir. Elbette günümüz insanı "ben zâten elimi yüzümü yıkıyorum"
diyebilir. Ancak, bu alışkanlığın en uygar uluslarda bile mâzisi çok uzun
değildir. 19. asrın sonlarına kadar böyle bir değerden mahrumdu Batılı insan.
Üstelik hiçbir zaman öğütle temizlik ibâdet disiplini gibi sürekli ve geçerli
olamaz. Elbette abdest almanın nimet ve hikmeti bu tıbbî geçeklerden ibâret
değildir.[1]
 
Ne mutlu, maddî-mânevî
temizliklerini ihmal etmeyip beden ve gönüllerini her çeşit pislik ve
günahlardan arındırmaya çalışan tertemiz müslümanlara!
             

 




[1]
Halûk Nurbaki, İslâm Dininin İnsan Sağlığına Verdiği Önem,  s. 60-66.