Fecir | Konular | Kitaplar

Takiyye'nin Önemi

Takiyye

Takiyye'nin Önemi:


Islâm, bütün hayatı kuşatan bir dindir. O
yalnızca kalplerdeki bir iman, bir ahlâk ya da bir kültür değildir. O hayatı
bütün yönleriyle kurmak, ilâhí bir düzen meydana getirmek, Islam toplumu
oluşturmak istemektedir. Islâma teslim olmuş müslümanlar bir bina gibi birbirine
kenetlenerek Tevhid Kelimesinin gereğini toplu olarak yerine getirmek
zorundadırlar. Bunun sağlanabilmesi için müslümanların sürekli çaba göstermeleri
gerekir. Ancak Islâmın hakimiyetini istemeyen müşrikler ve tağutlar,
müslümanlarla mücadele edeceklerdir. Müslümanlardan bazıları bu mücadelede
düşmanın eline esir düşebilir, eziyet görebilir, işkenceye uğrayabilir, bazı
hakları tehdit altına girebilir. Bu gibi durumlarda o mü'min, kendinin ve bağlı
olduğu müslüman toplumun aleyhine olabilecek şeyleri söylememeli, sır vermemeli.
Böyle bir durumda kendini gizlemenin, hatta imanı açığa vurmamanın adı
‘takıyye'dir.

Böylesine bir ‘takıyye' takva'nın
gereklerindendir. ‘Takıyye' de takva gibi kişinin kendini ve bağlı olduğu
müslüman toplumu elem ve zarar verecek şeylerden koruyup sakınması demektir.
Öyleyse ‘takıyye' Kur'an'ın izin verdiği bir korunma, bir sakınmadır.
Peygamberimizin Mekke hayatında müşriklerin işkencelerine uğrayan bazı
sahebelere ‘takıyye' izni verildiğini biliyoruz. Bunun en canlı örneği,
müşrikler tarafından gözünün önünde babası ve annesi öldürülen Ammar ibnu
Yasir'dir. Yapılan işkencelere dayanamayan Ammar (ra), müşriklerin istediği
sözleri söyler ve ölümden kurtulur. Sonra ağlayarak Peygamberimize gelerek,
O'nun hakkında kötü konuştuğunu ve onların ilâhlarını övdüğünü söyler.
Peygamberimiz ona şöyle sorar: "Peki o anda kalbinde ne hissettin?" O da "imanla
dopdolu olduğunu" söyleyince, Peygamberimiz, aynı durumla karşılaştığı zaman
yine öyle yapmasını tavsiye etmiştir. (Hayatü's Sahabe, 1/245; Elmalılı, 5/263)

Şu âyet bu durumu desteklemektedir: "Kim
imanından sonra Allah'a (karşı) küfre sapıp ta, -kalbi imanla tatmin olduğu
halde baskı altında zorlanan hariç-küfre göğsünü açarsa, işte onların üstünde
Allah'tan bir gazap vardır ve büyük azap onlarındır." (Nahl, 106)

Şu örnek de dikkat çekicidir: Yalancı peygamber
Müseylime sahabelerden iki kişiyi esir almıştı. Birine "Muhammed'in Allah'ın
Rasulü olduğuna şahitlik eder misin?" diye sordu. O da ‘evet' dedi. Sonra
kendisinin peygamberliğine şahitlik edip etmediğini sordu. O yine ‘evet' deyince
onu serbest bıraktı. Aynı soruyu ikinciye de sordu. Ancak o ikinci soruya
cevap olarak ‘ben dilsizim' deyince onu öldürttü. Olayı duyan Peygamberimiz,
şehid olanın imanındaki doğrulukla öldüğünü ve mübarek olduğunu, diğerinin ise
Allah'ın ruhsatını kullandığını ve hata etmediğini söyledi. (nak. Elmalılı,
2/340) ‘Takıyye'ye şu âyette de izin verilmektedir. "Mü'minler, mü'minleri
bırakıp kafirleri dost edinmesin ve bunu her kim yaparsa Allah'tan ilişiği
keşilmiş olur. Ancak onlardan bir korunma (takıyye) yapmanız başka. Bununla
beraber Allah sizi kendisinden sakınmanız hususunda uyarır. Gidiş sonunda
Allah'adır." (Âl- i Imran, 28)

Dikkat edilirse görülecektir ki ‘takıyye' bir
ruhsattır. Dileyen önemli bir tehlike karşısında ona baş vurabilir. Ancak
Kur'an'ın diğer âyetlerine baktığımız zaman kuvvetli olmayı, düşmanlara karşı
hazırlıklı olmayı, cihad etmeyi, Allah yolunda canı ve malı harcamayı teşvik
ettiğini, mü'minlerin önceki müslümanlar gibi deneneceklerini söylediğini
görmekteyiz. Bir âyette ise, kafirlerden korkarak onlara dost olma yasaklanıyor.
Asıl korkulması gereken insanlar değil, Allah'tır. Bütün bunlara rağmen zayıf
kalan, işkenceye uğrayan veya müslümanlar aleyhine bir şey söylenmesi istenen
müslümanlar bu ruhsata baş vurabilirler.

Şüphesiz ki Allah uğruna katlanılan her şey,
harcanan her türlü zaman ve mal, kat kat kaşılık görecektir. Allah (cc) kendi
yolunda, kendi dini için mücadele edenlere hem destek olacaktır, hem de onlara
hesapsız ecir verip makamlarını yüceltecektir. Ancak hatırlatmak gerekir ki,
‘takıyye' ruhsatı hiç bir zaman dünyalık bir çıkar veya makam için, iki yüzlü
davranmak, kıvırmak, ciddiyetsiz ve ilkesiz olmak demek değildir. ‘Takiyye'
müslümanlara karşı kullanılan bir aldatma silahı değil, hasımlardan gelebilecek
bir tehlikeye karşı sakınma ruhsatıdır.

[1]



[1]
Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 433-434.