Fecir | Konular | Kitaplar

Niçin Sahabe'nin Kavrayışıyla Sınırlıyoruz?.

Niçin Sahabe




Niçin Sahabe'nin
Kavrayışıyla Sınırlıyoruz?

 

Bu hadîsin
ışığında Kitap ve Sünnetin anlaşılmasını niçin Sahabe'nin radıyallahu anhüm
anlayışıyla sınırladığımız daha iyi kavranacaktır. Sahabe, akide konusunun
kavranmasında birçok özelliğiyle ön plâna çıkmaktadır. Bu özelliklerden en
önemlisi şunlardır:

1-
Onlar vahyin inişine tanıklık etmişler ve olayların akışına göre Rabbinden vahy
almaktayken Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte
yaşamışlardır. Bu yüzden onlar, vahy ve iniş sebeplerinde, Allah ve Resûlünün
muradının ne olduğu konusunda insanların en bilgili olanlarıdır.

2-
Peygamberlerin havarileri ve yakın dostları, risalet konusunda ve bununla ilgili
hükümler noktasında insanların en çok bilenleridir. Gerek akide gerek şeriat
konularında incelikleri bilen, hakikatleri idrak eden bu kimseler, insanların
ilim ve amel yönüyle en mükemmel örnekleridir. Sonradan gelenlerden onlardan
daha mükemmel olamazlar.

3-
Sahabe arasında akide noktasında bir ihtilâf olmamıştır. Onlar, tüm açıklığıyla
Peygamber'den sallallahu aleyhi ve sellem almış oldukları akidede tam bir
ittifak içerisindeydiler. Oysa içtihad ve ihtilâfa açık fer'î hükümler
noktasında böyle bir ittifak söz konusu değildir. Yine de delil ortaya
konduğunda tereddütsüz boyun eğerlerdi.

4-
Sahabe-i Kirâm radıyallahu anhüm takıldıkları konularda Allah Resûlü'ne
sallallahu aleyhi ve sellem sorarlardı. Bu, iyi bilinen bir husustur.

Bu hususlar
gereğince her Müslüman, Sahabe'nin radıyallahu anhüm Kitap ve Sünneti
kavrama metoduyla sınırlı kalmak zorundadır. Ümmette mevcut ihtilâfları gidermek
ve ümmeti hayırlı konumuna tekrar getirmek böyle mümkündür.

Allah ve Resûlünün
beyan ettiği bu ölçü gereğince tevessülün açıklamasına geçiyor ve Allah'ın
yardımıyla diyoruz ki:

Âlimler, tevessülü
iki kısma ayırmışlardır.

1-
Meşru Tevessül,

2-
Bid'at Tevessül.