Fecir | Konular | Kitaplar

2) Allah'a Yapılan Sâlih Amel ile Tevessülde Bulunmak

2




2) Allah'a Yapılan
Sâlih Amel ile Tevessülde Bulunmak:

 

Müslümanın
duasında şunları demesi buna örnektir. «Allahım! Sana olan imanım ve sevgim,
Resûl'ün Muhammed'e sallallahu aleyhi ve sellem tâbi oluşum ve ona iman
edişim hürmetine benden belâları gider, beni rahata erdir.»

Dua eden, yalnızca
Allah'ın vechini umarak işlediği sâlih ameli anmalı, onunla Allah'tan
istemelidir. Allah'a iman, namaz, oruç, hac, sadaka, cihad, sınırda nöbet
tutmak, Kur'ân okumak, Allah'ı zikretmek, tesbihatta bulunmak, Allah Resûlü'ne
salâtü selâm getirmek, istiğfarda bulunmak, Allah'a dua etmek, hayır işleyip
haramları terk etmek sâlih ameller cümlesindedir.

Bu çeşit
tevessülün meşruluğuna delil olan âyetler şunlardır.

«İbrahim ve İsmail
Beyt'in (Kâbe'nin) temellerini yükseltirken (şöyle dua ettiler): «Rabbimiz!
Bizden bu ameli kabul buyur. Şüphesiz sen çokça duyan, çokça bilensin. Rabbimiz!
Bizi ve soyumuzu sana iman edenler kıl, bize (haccın) menasiklerini göster ve
bizleri bağışla. Şüphesiz sen tevbeleri çokça kabul eden ve çokça rahmet
gösterensin.» (Bakara, 2/127-128)

«Derler ki:
Rabbimiz! Bizler iman ettik. Günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından
koru!»
(Âl-i İmrân, 3/16)

«Rabbimiz!
İndirdiğine iman ettik ve Resûlü'ne tâbi olduk. Bizi şahid olanlarla yaz.»
(Âl-i İmrân, 3/53)

«Rabbimiz!
Rabbinize iman edin diyerek imana çağıran bir münadiyi işittik ve iman ettik.
Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötü amellerimizi ört ve bizim canımızı iyiler
zümresiyle birlikte al.»
(Âl-i İmrân, 3/193)

Sünnetten delil
ise Sahihayn'de geçen Mağara Ashabının kıssasıdır. Hadîs kısaca şöyledir:



«Önceki
ümmetlerden üç kişi bir fırtına zamanı korunmak için bir mağaraya sığınır. Ancak
bir kaya mağaranın girişine düşerek onları mahsur bırakır. Kurtulmak için
herbiri yapmış oldukları salih amelleri anarak Allah'a tevessülde bulunurlar.
Allah da Kayayı aralar ve onları bu durumdan kurtarır.»[1]

Kulun Allah'a
karşı âcizliğini dile getirip yardım dilemesi de bu çeşit tevessülün kapsamına
girer.

«Bana zarar
dokundu. Sen merhametlerin en merhametlisisin diye Rabbine seslenen Eyyüb'ü de
an.»
(Enbiya, 21/83)

Yunus kıssasında
olduğu gibi kulun nefsine zulmedip Allah'a durumunu arz etmezsi de bu
kapsamdadır.

«Sen'den başka
ilâh yoktur. Seni tenzih ederim. Şüphesiz ben zalimlerden oldum.»
(Enbiya, 21/87)

Hz. Ebû Bekr
radıyallahu anh hadîsini de bu bağlamda ele almak gerekir. Hz. Ebû Bekr
radıyallahu anh Allah Resûlü'ne sallallahu aleyhi ve sellem «Bana
namazımda dua edebileceğim bir dua öğret,» deyince Allah Resûlü sallallahu
aleyhi ve sellem «De ki: Allahım! Ben, nefsime çokça zulmettim. Günahları
ancak sen bağışlarsın. Katından bir mağfiretle beni bağışla ve bana merhamet et.
Şüphesiz sen Gafursun, Rahim'sin» buyurmuştur.

«Allahım! Sana
tevbe ettim. Beni Bağışla!» diyerek kulun Allah'a tevbede bulunması da bu
tevessülün kapsamına girer.

 

 




[1]
Buhârî-Müslim.