Fecir | Konular | Kitaplar

5- Yürekte ve Dilde Tevhid

5



5- Yürekte ve Dilde Tevhid: 
 
Mü'minler, Tevhid Dininin özeti
olan Tevhid Kelimesini yürekten kabul ederler, inanırlar, dilleriyle de
inandıklarını ortaya koyarlar. Sonra da bu inançlarını fikirde, düşüncede,
ahlâkta, ibadette, sosyal hayatta ve her konuda gösterirler. Tevhid'in
ilkelerini hayata hâkim kılarlar.
‘Lâ ilâhe illâllah' dedikten
sonra, başka ilâhların peşine gitmezler, şirk olabilecek fikirleri kabul
etmezler, ilâh zannedilenlerin ve tağutların hükümlerine itibar etmezler.
Allah'a rağmen insanlara hükmetmeye kalkışanlara yüz vermezler. İbadetlerini
yalnızca Allah'a yaparlar. İmanlarında  asla taviz vermezler. Rabbimiz buyuruyor
ki:
"Allah'a dayan, vekil olarak
Allah yeter…Allah bir adamın göğsünde iki kalp yaratmadı …" (Ahzâb: 33/3-4).

İşte bu mânâda kim Kelime-i
Tevhid'i (veya Şehâdeti) kabul ederse, kim hayatını bu inanç doğrultusunda
yaşarsa, kimin son sözü ‘lâ ilâhe illallah muhammedu'r resûlullah' olursa, onun
cennete gideceği umulur.[1]

İnsanlık tarihi baştanbaşa bir
Tevhid mücadelesi tarihidir. Kimileri şirk dinine girip saptıkça, azdıkça,
kısaca yoldan çıktıkça Allah'ın peygamberleri onları Tevhid'e davet ettiler, 
kurtulmalarını sağlamaya çalıştılar. Insanlar Rablerine isyan etmeye, Allah (cc)
da onlara elçi ve elçilerle beraber kurtuluş davetini göndermeye devam etti.
Bugün de Allah'ın son vahyi
olan İslâm ve O'nun kitabı Kur'an, bunun yanında Hz. Muhammed'in mesajı bütün
insanlığı Tevhid'e davet ediyor. Çünkü gerçek kurtuluş Tevhid'e uygun
yaşamaktır. Kur'an'ın deyişiyle;
"…Darmadağınık bir çok düzme
ilâhlar (tanrılar) mı hayırlıdır, yoksa hepsine ve her şeye Galip Kahhar (sonsuz
güç sahibi) bir tek olan Allah mı?" (Yûsuf: 12/39)[2]

 



[1]
Müslim, İman 40, Hadis no: 94, 1/94. Buhârî, Timizî, nak. K. Sitte
2/206-207.




[2]
Hüseyin K. Ece, İslâm'ın Temel Kavramları, s. 723-724