Fecir | Konular | Kitaplar

Rabbi'l-Âlemîn .

Rabbi



Rabbi'l-Âlemîn
 
Rabbi'l-Âlemîn; Alemlerin Rabbi
demektir.
"Şu halde hamd, göklerin
Rabbi, yerin Rabbi ve alemlerin Rabbi Allah'ındır. Göklerde ve yerde büyüklük
O'nundur. O, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir." (Câsiye:
45/36-37)
Kâinatta birbirinden farklı pek
çok alem vardır ve insanın bunların hepsinin adını, sayısını ve özelliklerini
bilmesi imkansızdır. Zira kainatta yaratılan canlı ve cansız, sayısız alem,
kendi içinde de farklı alemlere ayrılır. Tek bir balık türünün kendisine benzer
binlerce türü, tek bir meyvanın kendisine benzeyen yüzlerce çeşidi vardır.
Hayvanların, bitkilerin, eşyaların milyarlarca, rüzgarların ve bulutların
onlarca çeşidi vardır. Allah birbirine hiç benzemeyen, farklı ırklara, tenlere,
dillere ve kültürlere sahip olan milyarlarca insan yaratmıştır. Bunların yanında
Allah gözle görülemeyen atomların dünyasını, bedenimizin her milimini oluşturan
görkemli sistemlerle donatılmış hücreleri ve yine insan gözüyle görülemeyen
yüzlerce canlıyı yaratmıştır. Denizin binlerce metre altında yaşayan kimsenin
görmediği bir mercan kolonisinin de Rabbi Allah'tır. Allah mikroorganizmaların
oluşturduğu mikroalemden, uzaydaki gökcisimlerinin oluşturduğu makroaleme kadar
sayamayacağımız kadar çok alemi biz uyurken, uyanıkken ya da bir işle uğraşırken
sürekli kontrol eder, hepsini yönetir, hepsini besler ve yaşamlarını devam
ettirmelerine izin verir. Allah tüm alemlerin Rabbi olduğunu insanlara şöyle
duyurmuştur:
"Allah, yeryüzünü sizin için
bir karar, gökyüzünü bir bina kıldı; sizi suretlendirdi, suretinizi de en güzel
(bir biçim ve incelikte) kıldı ve size güzel-temiz şeylerden rızık verdi. İşte
sizin Rabbiniz Allah budur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir. O, Hayy (diri)
olandır. O'ndan başka ilah yoktur; öyleyse dini yalnızca kendisine halis
kılanlar olarak O'na dua edin. Alemlerin Rabbine hamdolsun." (Mü'min:
40/64-65)
İnsan yalnız okyanusun içindeki
hayatı ve burada yaşayan canlıların bakımlarını, yiyeceklerini, kendi içlerinde
yaşadıkları ortak yaşamı, üremelerini ve soylarının devamı için korunan hassas
dengeyi düşündüğünde, tek  bir alemi dahi yaratmanın ve yönetmenin ancak Allah
tarafından yapılabileceğini ve bunun için sonsuz bir güç gerektiğini görür.
Kuşkusuz Allah yalnızca
kainatın içinde yer alan sayısız alemin değil, bütün bunların dışında apayrı bir
zamanda ve mekanda yaşayan cinlerin ve meleklerin de Rabbidir. Bu varlıkların da
hepsini O yaratmış ve hepsine boyun eğdirmiştir. Allah'ın yarattığı alemler
insan aklının ve hayalgücünün çok ötesindedir. Hepsi O'nun yaratıcılığının,
sanatının ve sonsuz gücünün eseridir.
Allah'ın bu yüceliği ve
büyüklüğü karşısında insana düşen ise, Hz. İbrahim gibi kendisine 'Teslim ol'
çağrısında bulunan Rabbine, "...Alemlerin Rabbine teslim oldum" (Bakara:
2/131) cevabıyla icâbet etmektir. Ve tüm yaşantısını Kuran'da kendisine "De
ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan
Allah'ındır." (En'âm: 6/162) ayetiyle emredildiği gibi, yalnızca O'nun için
yaşamaktır.
"Böylece zulmeden topluluğun
kökü kurutuldu. Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah'adır." (En'âm: 6/45)
"Gerçekten sizin Rabbiniz,
altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır. Gündüzü,
durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe, aya ve yıldızlara kendi
buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca)
O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir." (A'râf: 7/54)[1]
 

 





[1] Ahmet
Kalkan Kur'an Kavram Tefsiri.