Fecir | Konular | Kitaplar

Besmele'nin Şerhi

Besmele




Besmele'nin Şerhi

 



Bismillahirrahmanirrahiym

Rahman ve Rahim
Allah'ın Adıyla[1]

Müellif Allah
ona rahmet etsin besmele ile başlayan yüce Allah'ın kitabına uyarak ve
Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem'ın izinden giderek eserine besmele
ile başlamıştır. Çünkü Peygamber Efendimiz de gönderdiği mektub ve mesajlarının
başına besmeleyi yazardı.

Burada "besmele"nin:
Rahman ve Rahim Allah'ın adı ile yazmaya başlarım, takdirinde olması uygundur.
Şu iki sebebten dolayı da takdir edilen bu fiilin sonradan zikredilmesi
uygundur:

1-
Yüce Allah'ın adı ile başlayarak, O'nun adının bereketinden faydalanmak.

2-
Münhasıran Allah'ın adıyla başlandığını anlatmak, çünkü taalluk eden lafzın
burada" bismi: adıyla" öne alınması hasr ifade eder. Uygun bir fiil olarak
takdir edişimizin sebebi ise maksada daha açık bir delil teşkil etmesinden
dolayıdır. Mesela bizler bir kitab okumak isterken "Allah'ın adı ile başlarız"
diyecek olursak, neye başladığımız bilinmez, lakin "Allah'ın adı ile okuruz"
denilecek olursa, bu "başlarım" demekten daha çok açık bir şekilde maksadımızı
ifade eder.

"Allah"
lafza-i celâli şanı yüce ve mübarek yaratıcımızın özel adıdır. Bütün isimlerin
kendisinden sonra geldiği en yüce ismidir. Öyle ki yüce Allah'ın şu buyruğunda
da böyledir:

"Bu, insanları
Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; yegane galib, hamde layık olan, göklerde
ve yerde bulunan herşey kendisinin olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana
indirdiğimiz bir kitabtır."
(İbrahim, 14/1-2)

Bizler "Allah"
lafza-i celâlinin bir sıfat olduğu görüşüne katılmıyoruz. Aksine burada lafza-i
celâlin, sıfatın mevsufa tabi oluşu gibi tabi olduğunu kabul etmemek için bir
atf-ı beyan olduğu görüşündeyiz. Bundan dolayı ilim adamları; marife (belirli)
isimlerin en belirtilisi "Allah" lafzıdır. Çünkü bu lafız yüce Allah'tan başka
hiçbir kimseye delâlet etmez, demişlerdir.

Rahmân:
Yüce Allah'a has ve ondan başkası hakkında kullanılmayan isimlerden birisidir.
Geniş rahmette bulunmak sıfatına sahib kimse demektir.

Rahîm:
Yüce Allah hakkında da, başkası hakkında da kullanılabilen bir isimdir. Rahmete
ulaşanlara, rahmetini ulaştıran, rahmet sahibi demektir. Buna göre rahmân geniş
rahmet sahibi, rahîm ise rahmeti (başkasına) ulaşan demektir. Her ikisi bir
arada kullanıldığı takdirde rahîm ile rahmetini kullarından dilediği kimseye
ulaştıran anlamı kastedilir. Yüce Allah'ın: "Dilediğine azab eder, dilediğine
de rahmet eder ve yalnız O'na çevirileceksiniz." (el-Ankebût, 29/21)
buyruğunda olduğu gibi. Rahmân ile de rahmeti geniş olan kastedilir.

Bil ki -Allah'ın
rahmeti üzerine olsun- tevhid; yalnızca yüce Allah'a ibadet etmek demektir.

 




[1]
Dar alana blok edilerek iri harflerle yazılan bölümler, İmam Muhammed b.
Süleyman et-Temimî'ye ait olan metin kısmını; diğer bölümler de, Muhammed b.
Sâlih el-‘Useymîn'e ait şerhi teşkil etmektedir.