Fecir | Konular | Kitaplar

"...Ben, Şefaat Edecekleri Ümidi İle Onlara Yöneliyorum..." Şüphesi

Yeni Sayfa 1




 "...Ben, Şefaat
Edecekleri Ümidi İle Onlara Yöneliyorum..." Şüphesi

 

Dese ki: Kâfirler
o tapındıkları varlıklardan dileklerde bulunuyorlar. Ben ise fayda sağlayıp,
zarar verenin, işleri çekip çevirenin Allah olduğuna şahitlik ediyor, O'ndan
başkasından bir şey istemiyorum. Salih kimselerin ise emir namına herhangi bir
payları yoktur. Fakat ben Allah'tan onların şefaat edecekleri ümidi ile onlara
yöneliyorum.

Buna cevab şudur:
Bu kâfirlerin söyledikleri sözler ile aynıdır. Ayrıca ona yüce Allah'ın şu
buyruklarını oku:

"O'ndan başka
veliler edinenler: Biz bunlara ancak bizleri Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet
ediyoruz (derler)."
(ez-Zümer, 39/3)

"Bir de: Bunlar
Allah katında bizim şefaatçilerimizdir derler."
(Yunus, 10/18)

"Dese ki..." sözü
şu demektir: Şâyet müşrik olan bu şahıs kâfirler onlardan istekte bulunurlar
yani kendilerine fayda sağlamalarını yahut zarar vermelerini isterler. Ben ise
Allah'tan başkasından bir şey istemiyorum. Salih kimselerin ise emir namına
herhangi bir yetkileri yoktur. Ben onlara inanmıyorum, fakat şefaatçi olsunlar
diye onlar vasıtası ile yüce Allah'a yakınlaşmaya çalışıyorum.

Böyle diyene şu
şekilde cevab ver: Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem'ın aralarında
peygamber olarak gönderildiği müşrikler de böyle idiler. Onlar da putlara fayda
sağlıyor, zarar veriyorlar diye inandıklarından ötürü ibadet etmiyorlardı. Onlar
bu putlara kendilerini Allah'a yakınlaştırsınlar diye ibadet ediyorlardı.
Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Biz bunlara ancak bizleri Allah'a
yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." (ez-Zümer, 39/3) dediklerini
zikrettiği gibi, şöyle de buyurmaktadır:

"Bunlar Allah
katında bizim şefaatçilerimizdir derler."
(Yunus, 10/18)

Buna göre böyle
diyen birisinin hali o müşrikler ile aynı olmaktadır.

Şunu bil ki bu üç
şüphe onların sahib oldukları en büyük gerekçelerdir. Yüce Allah'ın kitab-ı
keriminde bunları bize açıkladığını bildiğine, bunları iyice bellediğine göre,
bunlardan sonra sözkonusu edilecekler, buna göre daha basittir.

Müellif: "İşte bu
üç şüphe" derken sözü edilen şüpheler şunlardır:

Birincisi
onların: Biz putlara ibadet etmiyoruz, ancak Allah'ın dostlarına (evliyaya)
ibadet ediyoruz şeklindeki sözleridir.

İkincisi
onların:
"Bizler ibadette onlara yönelmiyoruz, onları kastetmiyoruz. Bizim maksadımız
yalnızca yüce Allah'tır." sözleridir.

Üçüncüsü
de: "Bizler
onlara bize bir fayda sağlasınlar yahut bize zarar versinler diye ibadet
etmiyoruz. Fayda ve zarar yüce Allah'ın elindedir. Ancak onlar bizi Allah'a
yakınlaştırsınlar diye (onlara yöneliyoruz). Bizler bu yönelişimizle onların
şefaatine erişmek maksadını güdüyoruz. Yani bizler yüce Allah'a ortak
koşmuyoruz" şeklindeki sözleridir.

Bu şüphelerin
gerçek yüzü açıkça ortaya çıkmış olduğuna göre bundan sonraki şüphelerin gerçek
yüzünün ortaya çıkması daha basit, daha kolaydır. Çünkü bunlar onların kendileri
ile hakkı batıla karıştırdıkları en güçlü şüpheleridir.