Fecir | Konular | Kitaplar

Cebrail'in, İbrahim'e Bir İhtiyacın Var mı? Diye Sorması

Cebrail




Cebrail'in,
İbrahim'e Bir İhtiyacın Var mı? Diye Sorması

 

Bunların bir başka
şüphesi daha vardır. O da İbrahîm aleyhisselam'ın ateşe atılması kıssasıdır.
Cebrail havada ona görünerek bir ihtiyacın var mı? diye sormuş. İbrahîm: Sana
ihtiyacım sözkonusu değil diye cevab vermiştir. Derler ki: Şâyet Cebrail'den
yardım dilemek (istiğasede bulunmak) bir şirk olsaydı, Cebrail bunu İbrahîm'e
teklif etmezdi.

Buna cevab şudur:
Bu da ilk şüphe türünden bir şüphedir. Cebrail ona güç yetirebileceği bir işle
fayda sağlamak teklifinde bulunmuştur. Çünkü Cebrail yüce Allah'ın hakkında
buyurduğu gibi: "Çetin güçler sahibi" (en-Necm, 53/5) bir melektir. Eğer
Allah kendisine İbrahîm'i yakacak olan ateşi, onun etrafında bulunan yeri ve
dağları kaldırıp, doğuya ya da batıya atmak için izin vermiş olsaydı, Cebrail
bunu yapabilirdi. Eğer ona İbrahîm'i onlardan uzakça bir yere koyma emrini
vermiş olsaydı, bunu yapabilirdi. Eğer ona semaya kaldırması emrini vermiş
olsaydı, bunu yapabilirdi. Bu çokça malı olan zengin bir adamın ihtiyaç
içerisinde bir adam görüp, ona kendisine borç vermek yahutta ihtiyacını
görmesini sağlayacak bir şeyler hibe etmeyi teklif etmesine, muhtaç kimsenin de
bir şeyler almayı kabul etmeyerek Allah kendisine hiçbir kimseye minnet
duymayacağı bir rızık gönderinceye kadar sabretmeyi tercih etmesine benzer.
Şimdi bunun kulları yardıma çağırmaya (istiğasede bulunmaya) ve şirke benzer
neresi vardır? Keşke iyice anlayabilselerdi.

Müellifin:
"Bunların bir başka şüphesi daha vardır. O da İbrahîm aleyhisselam'ın
ateşe atılması kıssasıdır..." Bu şüpheye karşı verilen cevaba gelince: Cebrail,
İbrahîm aleyhisselam'a mümkün ve yapabileceği bir teklifte bulunmuştur.
Eğer Allah Cebrail'e izin vermiş olsaydı, Allah'ın kendisine vermiş olduğu
kuvvet ile o bu izin verilen hususu yerine getirirdi. Çünkü Cebrail yüce
Allah'ın nitelendirdiği şekilde "çetin güçler sahibi" bir melektir. Eğer Allah
ona İbrahîm'in ateşini ve onun etrafında bulunanları alıp doğuya ya da batıya
bırakmasını emretmiş olsaydı, şüphesiz o da bunu yapardı. Eğer ona İbrahîm'i
onlardan uzak bir yere taşımasını emretmiş olsaydı, bunu yapardı. Ona İbrahîm'i
semaya yükseltme emrini vermiş olsaydı, yine bunu yapardı.

Müellif daha sonra
buna zengin bir kimsenin fakir bir kimseye gidip: Senin mala bir ihtiyacın var
mı? Borç yahut hibe veya başka bir şekilde vermemi ister misin? demesini örnek
göstermektedir. Böyle bir iş o zenginin güç yetirebileceği işlerdendir ve
elbetteki bu şirk sayılmaz. Eğer bu fakir şahıs: Evet ihtiyacım vardır, bana
borç ver yahut bana bağışta bulun diyecek olursa, o fakir şahıs da şirk koşmuş
olmaz.