Fecir | Konular | Kitaplar

1) Tahrif Yoluyla

1




1)
Tahrif Yoluyla:



 

Tahrif, "geri dönmek, yolu
değiştirmek, yoldan çıkmak, bozmak, eğilmek, ayağı kaymak" anlamlarına gelir. 
Kur'an'da hepsi de yahudileşenler için kullanılır: "Allah'ın kelâmını
kökünden bozup değiştiriyorlar." (2/Bakara, 75) "Kelimeleri konuldukları
mânâdan çıkarıyorlar." (4/Nisâ, 46; 5/Mâide, 13, 41)

Tahrifin bu çeşidini yahûdiler sık
sık yapıyorlardı. Kur'an'dan öğrendiğimize göre, Rasulullah'a gelip "bizi
dinle" diyorlar, hemen arkasından da "dinlemez olasıca" gibi hakaret
ifadesini ekliyebiliyorlardı (4/Nisâ, 46). "Bizi gözet, kolla" manasına
gelen "râınâ" ifadesini, dillerini ayın harfinde kırarak çobanımız
anlamında "raînâ"ya çeviriyorlardı (2/Bakara, 104). "Hıtta" yani,
"Ya Rabbi bizi affet" demeleri gerekirken, "buğday" anlamına gelen "hınta"
dedik-leri de bu örnekler arasındadır (Buhâri, Tefsir 4; Müslim, Tefsir 54/1).
Peygamberimiz dönemin-de Medine yahudileri de bu tahrifi gündelik hayatlarında
bile yapıyorlardı. Hz. Âişe'nin şahid olduğu bir olaydan öğreniyoruz ki, onlar
Rasülullah'a verdikleri selâmda dahi tahrifat yaparak "es-selâmu aleyküm" yerine
"es-sâmu aleyküm" (kahrol) kelimesini geveliyorlardı (Buhâri, Edeb 35; Müslim,
Selâm 8, 10-12).

Bazı müslüman âlimlerin kelimeleri
ve harfleri değiştirerek yaptıkları tahrife ilginç bir örnek verelim: "De ki,
ben de yalnızca sizin gibi bir insanım" (18/Kehf, 110) âyetindeki "innemâ"
daki "mâ"ya olumsuz anlam vererek, âyeti "De ki, ben sizler gibi (sıradan)
bir insan değilim" gibi tam tersi bir manaya tahrif etmişlerdir (Mevdudi,
Tefhim I/239). İlginç olan da şudur ki, Kur'an'ın anlamında  bu açık tahrifi
yapanlar, Hz. Peygamber'i yüceltme adına bu cinayeti işliyorlardı.