Fecir | Konular | Kitaplar

İş, Kazanç, Meslek ve Ticarî İlişkilerde Haramlar İş ve Meslekler

İş

İş, Kazanç, Meslek ve Ticarî
İlişkilerde Haramlar

İş ve Meslekler:

Allah Teâlâ, insanoğlunu akıl,
bilgi ve emeği ile imkânları değerlendirerek ihtiyaçlarını bizzat karşılayacak
kabiliyette yaratmıştır. Bu kabiliyetlerini kullanmamak ve değerlendirebilmek
içinde yeteri kadar imkân vermiştir. "Yeryüzünü size boyun eğdiren O'dur;
öyleyse onun sırtında dolaşın, Allah'ın verdiği rızıktan yiyin." (67/Mülk,
15). Yeryüzünün boyun eğmesi, işlemeye ve verimli kılmaya müsait oluşudur. Onun
sırtında dolaşymak; adım adım, karış karış araştırarak insana faydalı olan
imkânları ortaya çıkarmak, işlemek, istifade etmek ve ettirmektir. Birçok
hadis-i şerif de mecbûriyet ve zarûret dışında, herkesin rızkını kendi gücü ile
temin etmesini emretmektedir. "... Şu üç kişiden biri olmak müstesnâ, istemek
(dilenmek) kimseye helâl değildir: 1- Bir angarya yüklenen kimse ki o verdiğini
almak maksadıyla ister, alınca da artık istemez. 2- Mal varlığı bir felâkete
uğrayan kimse ki, geçimini sağlayacak kadar istemesi ona da helâldır. 3-
Çevresinden, aklı başında üç kişinin ‘filân kimse yoksul düştü' diyeceği kadar
yoksullaşan kimse; bu da geçimini temin edinceye kadar ister. Bunlar dışında
kalan talep haramdır; bunu yiyen haram yemiş olur." (Nesâî, Zekât 80, 86;
Müslim, Zekât 109; Ebû Dâvud, Zekât 26) "Herhangi birinizin ipini sırtına
alıp bir demet odun getirerek satması -ve bununla Allah'ın onunla şerefini
korumuş olması- halktan istemesinden daha hayırlıdır; onlar da ya verirler veya
vermezler." (Buhârî, Zekât 50, Büyû' 15; Müslim, Zekât 106) "Hiçbir kimse
el emeğinden daha hayırlı yiyecek yememiştir ve Allah'ın peygamberi Dâvud da el
emeğini yerdi." (Buhârî, Büyû' 15)
İslâm ulemâsı âyet ve hadisleri
bir arada değerlendirerek şu neticeye varmışlardır: Müslümanların muhtaç olduğu
her meslek, zanâat ve sanâyi farz-ı kifâyedir. Toplum içinde yeterince
bulunmazsa bütün müslümanlar sorumlu olurlar.