Fecir | Konular | Kitaplar

Tâğutları Velî/Dost Edinmek

Tâğutları Velî




Tâğutları
Velî/Dost Edinmek:

 
"Allah iman edenlerin velîsi
(dostu ve yardımcısı)dır. Onları küfrün karanlıklarından (kurtarıp iman)
nûr(un)a çıkarır. Küfredenlerin dostları ise tâğuttur. O da onları (insanî
fıtratları olan İslâm'ın) nûrundan (ayırıp) karanlıklara çıkarır. İşte onlar
ateş ashâbıdır (cehennemliktir). Onlar orada (bir daha çıkmamak üzere) ebedî
kalıcıdırlar." (2/Bakara, 257) Zulumât, yani karanlıklar, gözlerin eşyayı
idrâk ve onun varlığını tespite engel olduğu için küfre örnek olarak
zikredilmiştir. Zira aynı şekilde küfür de kalp gözlerinin imanın hakikatini ve
kendi akıl ve ruh sağlığını idrâke engel teşkil etmektedir.
Bu sebeple Allah, kullarına
kendisinin mü'minlerin velîsi olduğunu, onlara imanın hakikatini, yollarını ve
kaynaklarını, delillerini gösterdiğini, onları hidâyete erdirdiğini, küfrü
gerektiren şeyleri giderip kalp gözlerinden karanlık perdelerini kaldırarak
kendilerini şüpheleri giderecek delillere muvaffak kıldığını haber verir. Sonra,
vahdâniyetini inkâr eden küfür ehlinden de haber vererek; onların velîlerinin,
yardımcı ve savunucularının, Allah'ı bırakarak tapındıkları putlar ve kendisine
şirk koştukları kimselerden ibaret tâğutlar olduğunu ve bu tâğutların onları
iman nurundan çıkararak basîretlerini kör edip iman ışığının hakikatlerini,
delil ve yollarını görmelerine engel olan küfrün şüphe karanlıklarına
iteceklerini ifade ederek tâğutların velî edinilmemesini tâlim buyurmaktadır.

Tâğutlar, itikatlarına uygun
olarak insanları sırât-ı müstakîmden çıkarır, karanlıklara çekerler. Çünkü onlar
aydınlıkta iş yapmak istemezler. Her tuttuklarını, aksine ve tersine
sürüklerler. Devamlı karanlığa, gidilmedik çıkmaz sokaklara giderler. Akıl,
mantık ve ilmi sevmezler; düşünceyi suç sayarlar, tefekküre giden yolları
tıkarlar, fikirleri ve irâdeleri ifsâd eder, ahlâkları bozar, ardına taktıkları
kimseleri, içinden çıkılmaz belâlara sürüklerler. Allah'a iman etmeyen kâfirler,
tâğutlara küfür bile etseler, yani hiçbir kulpa yapışmayıp kendi kendilerine
kalmak isteseler bile, yeni tâğutların tasallutundan kurtulamayacak, her durumda
tâğutlara takılmaya mecbur olacaklardır. Çünkü insanın toplumsuz, emirsiz,
yasaksız yaşaması mümkün olmadığından Allah'ın teklifini, Allah'ın emirlerini
dinlemeyenler, kesinlikle tâğutların emirlerine mahkûm olacaklardır. İşte bu
sebeple Allah Teâlâ, mü'minlerden, kendisini inkâr eden ve imanın hakikatini
idrâke engel olan, dost edinmek sûretiyle peşinden gidenleri küfrün
karanlıklarına çekecek olan tâğutu velî edinmemelerini istemektedir. Çünkü
tâğutun velîlerinin kâfirler olduğunun haber verilmesi, mü'minlerin Allah'ın
koyduğu hudûdu aşan, kendilerini veya düzenlerini Allah'ın nizamına alternatif
olarak sunan tâğutları velî/dost kabul etmesi, aklın ve mantığın da mümkün
görmeyeceği bir çelişkidir. Çünkü "Allah, bir insanın göğüs boşluğunda iki
kalp yaratmamıştır." (3/Ahzâb, 4). Kişi ya Allah'ı ve Allah'ı sevenleri,
Allah tarafından sevilenleri dost kabul edecek; ya da tâğutları dost kabul
ederek Allah'ın dostluğunu, yani mü'minliği kaybedecektir.