Fecir | Konular | Kitaplar

Vahdet-i vücud

Vahdet




Vahdet-i
vücud:

 
Bir bilme,
Allah'tan başka varlık olmadığının idrâk ve şuûruna sahip olmak. Şuhûdî
tevhidde, yani vahdet-i şuhûdda sâlikin her şeyi bir görmesi geçicidir; birlik,
bilgide değil; görmededir. Vahdet-i vücudda ise, birlik bilgidedir. Yani sâlik
gerçek varlığın bir tane olduğunu, bunun da Hakk'ın varlığından ibâret
bulunduğunu, Hak ve O'nun tecellîlerinden başka hiçbir şeyin hakiki bir varlığı
olmadığını bilir. Ancak, vahdet-i vücud ehli, bu bilgiye nazarî olarak değil;
yaşayarak ve mânevî tecrübe ile ulaşır. Bunun böyle olduğunu başka bir yoldan
bilmenin bir değeri yoktur. Vahdette kesret – kesrette vahdet: Birlikte çokluk –
çoklukta birlik. Vahdet ehline göre vahdet gerçek, kesret hayaldir. Bir olan
varlığın çok görünmesi sadece bir görünüş meselesidir. Gerçek sûfî, çoklukta
birliği görür. "Lâ maksûde (lâ matlûbe, lâ murâde) illâllah" kusûdî, "lâ meşhûde
illâllah" şuhûdî, "lâ mevcûde illâlllah" vücûdî tevhiddir. (s. 553-554)