Fecir | Konular | Kitaplar

"Icl"in/Buzağının Putlaştırılması

Yeni Sayfa 1

"Icl"in/Buzağının
Putlaştırılması:

Kur'an,
İsrâiloğullarının "ıcl"e/buzağıya, daha doğrusu buzağı/dana şeklinde temsil
edilen heykele taptıkları bir zamanın olduğunu bildirir. Buzağıya tapınma, eski
dünyada geniş bir alana yayılmıştı. Hindistan'da İndra, Mısır'da Ammon,
Sümerlerde ve Filistin'de Baal ismi verilen tanrı heykelleri boğa şeklindeydi.
Babil'in ay tanrısı Sin "güçlü Enlîl buzağısı", Ur'un ay tanrısı, Nannar ise
"göğün güçlü genç boğası, Enlîl'in en üstün oğlu" diye nitelenirdi.
Yunanistan'da Zeus da boğa şeklinde temsil edilmiştir. Kısaca, tanrıyı boğa
şeklinde temsil etmek, Hindistan, İran, Sümer, Babil, Filistin, Fenike, Mısır ve
dünyanın birçok yerinde görülür.
Allah,
İsrâiloğullarını Hz. Mûsâ vasıtasıyla tevhide eriştirdiği halde, onlar civarın/çevrenin
tesiriyle putçuluğa özenip meyletmişlerdi.

"İsrîloğullarını denizden geçirdik, orada kendilerine mahsus birtakım putlara
tapan bir kavme rastladılar. Bunun üzerine: ‘Ey Mûsâ! Onlara ait tanrılar gibi
bizim için de bir tanrı yap!' dediler. Mûsâ, ‘Gerçekten siz câhil bir
toplumsunuz' dedi. Şüphesiz bunların (Amalika kavminin) içinde bulundukları (din)
yıkılmıştır ve yapmakta oldukları da bâtıldır. Mûsâ dedi ki: ‘Allah sizi
âlemlere üstün kılmışken ben size Allah'tan başka bir tanrı mı arayayım?"
(A'râf: 7/138).
İsrâiloğulları,
bu âyette belirtildiği gibi Firavun'un zulmünden apaçık bir mûcize ile kurtulup
denizi geçtikten sonra, buzağıya tapan Amalika kavmine rastladılar, kendi
peygamberlerinden, onların tanrıları gibi, buzağı şeklinde bir tanrı yapmasını
istediler. Hz. Mûsâ onların teklifini reddetti ve onları cehâletle suçladı.

Henüz Hz. Mûsâ
aralarında iken, altın buzağı heykeli yaparak ona tapmaya başlayıp tevhidden
dönmüşlerdi.
"(Tûr'a
giden) Mûsâ'nın arkasından kavmi, zînet takımlarından, böğürmesi olan bir buzağı
heykelini (yapıp tanrı) edindiler. Görmediler mi ki o, onlarla ne konuşuyor, ne
de onlara yol gösteriyor? Onu (tanrı olarak) benimsediler ve zâlimler oldular."
(A'râf: 7/148)[1]

Hz. Mûsâ'nın
Tûr'da Rabbi ile mülâkatı esnasında İsrâiloğullarından Sâmirî adında bir
sanatkâr, zînet takımlarını toplayarak bir buzağı heykeli yaptı ve ‘sizin de
Mûsâ'nın da tanrısı budur. Fakat Mûsâ tanrısını unuttu' dedi. Sâmirî, buzağıyı
öyle bir ustalıkla yapmıştı ki, İbn Abbas'ın rivâyetine göre, heykelin
arkasından giren rüzgâr, ağzından ses çıkarıyor; rüzgâr estikçe böğürmeye benzer
bir ses duyuluyordu.
"Buzağıyı
(tanrı) edinenlere, mutlaka Rablerinden bir gazap ve dünya hayatında bir
alçaklık erişecektir. İşte Biz iftiracıları böyle cezalandırırız."
(A'râf: 7/152)
Şimdiki
muharref Tevrat, buzağıyı yapmayı Hz. Hârun'a nisbet eder.[2]
Kur'an, bu işin doğrusunu söyleyerek bu peygamber hakkındaki iftirayı düzeltir.
Allah'ın emriyle Hz. Mûsâ'nın İsrâiloğullarından bir sığır (buzağı, boğa vs.ye
şâmildir) boğazlamalarını istemesi üzerine, onların gösterdiği mukavemet
meşhurdur.[3]
Bu emir, şu hikmete mebnî olmalıdır: Allah Hz. Mûsâ ümmetini çevrenin şirkinden
temizlemek istiyordu. Fakat, her şeye rağmen, yahûdilerin bundan
kurtulamadıklarını, Kur'an belîğ bir şekilde ifade eder:
"Küfürleri
yüzünden buzağı (sevgisi) kalplerine sindirildi."
(Bakara: 2/93).
Apaçık
âyetlerden, delillerden sonra, onların buzağıyı benimsemelerini takbih eder,
kınar:
"Eh-i Kitap
senden, kendilerine gökten bir Kitap indirmeni istiyor. Onlar Mûsâ'dan, bunun
daha büyüğünü istemişler: ‘Bize Allah'ı apaçık göster' demişlerdi. Zulümleri
sebebiyle hemen onları yıldırım çarptı. Bilâhare kendilerine açık deliller
geldikten sonra buzağıyı (tanrı) edindiler. Sonra da onları affettik. Ve Mûsâ'ya
apaçık delil (ve yetki) verdik." (Nisâ: 4/153)

İsrâiloğullarının, zaman zaman buzağıya tapınmaya döndüklerini, Kitab-ı
Mukaddes'te de görüyoruz. Peygamber Hoşea, buzağıya tapan yahûdilerle mücadele
eder.[4]
Sâmiriye bölgesinde 7. İsrâil kralı Ahab (M.Ö. 874-853) devrine ait bir kitâbe
üzerinde, tanrı adı için çok mânidar bir isim bulunmuştur: Egelyo (Boğa); yani
yahûdilerin tanrısı Yahova, bir boğadır. Kur'an'ın buzağıyı yapma işini
Sâmirî'ye nisbet etmesiyle egel (icl) kelimesine, bu münasebetle dikkat çekmek
gerekiyor. Yahova'nın bir boğa şeklinde temsil edilmesine de çok rastlandığı
belirtilir.
Kur'an, bu
sapmadaki manasızlığa ve mantıksızlığa temas etmektedir:
"...O
buzağının kendilerine söz söylemediğini ve yol da göstermediğini görmediler mi?
Onu tanrı olarak benimseyip kendilerine yazık ettiler."
(A'râf: 7/148).
Bir başka
yerde, bu tanrının "fayda da zarar da vermediği"[5]
bildirilir. Hz. Mûsâ'nın dilinden şöyle denilir: "Durup üzerinde titrediğin
tanrına bak! Onu yakacağız, sonra da onu parça parça edip denize atacağız. Sizin
tanrınız ancak kendisinden başka tanrı olmayan Allah'tır; ilmi her şeyi
kuşatmıştır." (Tâhâ: 20/97-98)[6]
Deylemî'nin
Müsned'inde Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğu rivâyet edilir:
"Her ümmetin
bir ıcl'i vardır; bu ümmetin ıcl'i de dînâr ve dirhemdir (küçük ve büyük
paradır)."[7]




[1] Benzer
âyetler için bkz. Tâhâ: 20/85-98.


[2]
Kitab-ı Mukaddes, Çıkış 32. bap.


[3]
Bakara: 2/67-71.


[4] Kitabı
Mukaddes, Hoşea, 8/5-6.


[5]
Tâhâ: 20/89.


[6] Suat
Yıldırım, Kur'an'da ulûhiyet, s. 363-364.


[7]
Hayâtu'l Hayevân, 2/16; naklen, S. Ateş, Kur'an Ans. 8/92. Ahmet Kalkan,
Kur'an Kavram Tefsiri.