Fecir | Konular | Kitaplar

Câhiliyye Demek… ...

Câhiliyye Demek

Câhiliyye Demek…

Câhiliyye kavramının anlam yönüyle bir değil;
birkaç zıddı vardır. Bu, diğer kavramlarda pek görülmez. Câhiliyye kelimesinin
zıtlarından yola çıkarak câhiliyyenin ne anlama geldiğini rahatlıkla
değerlendirmek mümkündür. Şöyle ki:

Câhiliyye; Zıddı Hılm. Hılm, insanın duygularını
frenlemesi, kör ihtiraslarını yenmesi demektir. Hılm, akıl gücü ve kontrolü
demek olduğundan, buna göre; Câhiliyye: Barbarlık, vahşet, bağnazlık, zulüm
demektir

Câhiliyye; Zıddı İslâm. İslâm, Allah'a şirk
koşmadan iman edip O'nun hükümlerine teslim olmak, yalnız O'na ibâdet edip
kulluk yapmak demek olduğundan, buna göre Câhiliyye: Hakkı örtmek, inkâr, Allah
hakkında kötü zan, yani her çeşit şirk demektir.

Câhiliyye; Zıddı Saâdet (Asr-ı Saâdet).
Bilindiği gibi, ilk câhiliyye asrı, İslâm'ın hâkimiyetiyle sona ermiş, Medine
İslâm Devletiyle birlikte asr-ı saâdet (mutluluk çağı) başlamıştır. İslâm
hâkimiyetinin olmadığı yer, câhiliyyenin hükmünün geçtiği yerdir. Bu yerlerdeki
câhiliyye siyâseti, uygulama ve değer yargıları, hangi zaman diliminde olursa
olsun, o ülkenin câhiliyye asrını yaşadığını gösterir. Buna göre Câhiliyye:
Gayr-ı İslâmî düzen olduğu gibi; aynı zamanda saâdetin, huzur ve mutluluğun
zıddı olan huzursuzluk, fitne, kargaşa, fesat, sıkıntı, stres ve bunalım
demektir.

Câhiliyye; Zıddı ilme/vahye mensûbiyet.
Câhiliyye, vahye dayanmayan, akıl ve ilim gibi araçları uygun biçimde
kullanmayan insanların oluşturduğu uydurmalara, arzulara dayanan bir dünya
görüşüdür. Buna göre Câhiliyye: Bilgisizlik, özü ve lâzım olanı bilmemektir,
bilinçsizlik, zanna ve hevâya, kalabalığa (asabiyeye, kabileye, topluma, ırka,
atalara) dayanmaktır. Bilinmesi gerekeni, bilinmesi gerektiği gibi bilip kabul
etmemektir, câhilliktir câhiliyye.

Câhiliyye; düzendir, düzensizlik/nizamsızlıktır,
hükümdür, dindir/şirktir, ahlâk(sızlık)tır, çıplaklıktır, ırkçılıktır,
bağnazlıktır, saplantıdır, bâtıldır, uydurmadır, hevâdır, zandır,
bilgisizliktir.

Modern çağda ilericilik adıyla sergilenen
câhiliyye hükmü, ahlâk(sızlığ)ı, dünya görüşü ve değer yargıları, her çeşit
müşriğin çok ilkel olduğunu, on dört asır öncesinin câhiliyye hayatına dönmek
isteyen gericilik olduğunu göstermektedir. Müslümanlara gerici diyerek akılları
sıra hakaret edenler, eski câhiliyyeyi hortlatmak isteyen kimselerdir. Bilindiği
gibi, her dönemdeki İslâm dışı değer yargıları demek olan câhiliyyenin kendine
göre inanç sistemi, yaşayış biçimi, ahlâk anlayışı ve düzen/yönetim şekli
vardır. Câhiliyyenin itikadı/inanç sistemi, cehâlete dayanan, Allah hakkında
câhiliyye zannı ve inancı ile şirke giden bir bâtıl inançtır (Bak. 3/Âl-i İmrân,
154). Câhiliyyenin kendine göre ilimden/vahiyden kaynaklanmayan, hevâya dayanan
ahlâk anlayışı vardır. Özellikle kadınların toplumu ifsad edecek şekilde açılıp
saçılması şeklinde kendini gösteren, kadınları orta malı olarak değer(siz)lendiren,
kadınları hor gördükleri için kız çocuklarını küçükken toprağa diri diri
gömmekten çekinmeyen bir yaklaşım sergileyebilirler (Bk. 33/Ahzâb, 33; 16/Nahl,
58-59; 81/Tekvîr, 8-9, 14).

Câhiliyyenin temel özelliklerinden biri de
yönetim şekli, düzen konusundadır. Her dönem câhiliyyesi, Allah'ın
indirdikleriyle değil, kendi hevâlarından kaynaklanan câhiliyye yönetimini
isterler, böyle bir yönetimin en iyi idâre sistemi olduğunu iddiâ ederek
insanları onunla yönetip zulmetmekten vazgeçmezler (5/Mâide, 44, 45, 47, 50).
Câhiliyyenin bir diğer temel özelliği gayr-ı İslâmî (câhilî) yaşayış biçimidir,
değer yargıları ve dünya görüşüdür. Bu, daha çok câhiliyye taassubu, barbarlığı,
ataların yolunu körü körüne sürdürmek isteyen taklitçik şeklinde ortaya çıkar
(Bak. 48/Fetih, 26). Her dönem câhiliyyesi ilme/vahye dayanmadığı, câhilliğe,
zanna dayandığı için toplum, esas bilinmesi gerekeni bilmeyen, esas inanması
gerekene gerektiği gibi inanmayan, özden ve özünden kopan, bilgi kirliliği
içinde kaybolup Haktan uzaklaşan insanât bahçesidir. Onun için câhiliyyede
putlara tapma, sömürü, fâizcilik, ırkçılık, kan dâvâsı, câhilliğin temel
görüntüsü olan Kitapsızlık, Kitapsız toplum, zulüm, şiddet ve zorbalık, (fallar,
burçlar, astroloji, yıldızların kader belirlediği anlayışı gibi) bâtıl inanç ve
hurâfeler, tahrifatçı din anlayışı, geleneğin din yerine geçmesi gibi hususlar
sözkonusudur.

Seyyid Kutub'un dediği gibi; şimdi tam bir yol
ayrımındayız. Kişi seçimini yapmak zorundadır. Seçimini yapmışsa artık
tartışmanın gereği yoktur. Ya İslâm, ya câhiliyye! Ya iman, ya küfür. Ya
Allah'ın hükmü ya câhiliyye düzeni.

Câhiliyyenin açtığı ve kıyâmete kadar
sürdüreceği savaşın bilincinde olup her çeşit câhiliyyeyi terk eden, safını
Allah'tan yana seçip İslâm'a teslim olan ve toplumu yeniden Saâdet Asrı'na
dönüştürüp saâdeti/İslâm'ı asra taşımaya çalışanlara selâm olsun!