Fecir | Konular | Kitaplar

Dünyayı Değil Ahireti İsterler

Dünyayı Değil Ahireti İsterler




Dünyayı
Değil Ahireti İsterler

 

Enaniyeti güçlü olan insanlar dünyaya
sıkı sıkıya bağlıdırlar. Sahip oldukları herşeyle beraber sonsuza kadar
yaşayacaklarmış gibi bir tutum içerisine girerler. Allah'ı ve ahiret gününü
hiçbir zaman akıllarına getirmek istemezler. Bu yüzden aslında Allah tarafından
verilen ve hiçbir şekilde kendilerine ait olmayan bir maldan, güzellikten veya
imkandan dolayı sürekli büyüklenirler. Müminler ise asıl olarak ahiret yurdunu
isterler ve dünyadaki herşeyin gelip geçici olduğunu bilirler. Kuran'da salih
müminler şöyle tanıtılmaktadır:

Gerçekten biz onları, katıksızca (ahiretteki
asıl) yurdu düşünüp anan ihlas sahipleri kıldık. (Sad Suresi, 46)

Ayrıca müminler dünyaya neden
geldiklerini, burada imtihan olduklarını ve Allah'ın rızasını kazandıracak işler
yapmaları gerektiğini bilirler. Ayetlerde de belirtildiği gibi onlar "dünya
hayatına karşılık ahireti satın alanlar"dır. (Nisa Suresi, 74) Dünyada
ellerine geçenlerle büyüklenmeyi değil, Rablerine kulluk etmeyi seçmişlerdir.
Tevbe Suresinin 111. ayetinde müminlerin dünyada mallarını ve canlarını satarak
ahireti kazandıkları şöyle bildirilir:

Hiç şüphesiz Allah, müminlerden
-karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek üzere- canlarını ve mallarını satın
almıştır. Onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler; (bu)
Tevrat'ta, İncil'de ve Kuran'da O'nun üzerine gerçek olan bir vaaddir. Allah'tan
daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? Şu halde yaptığınız bu alışverişten
dolayı sevinip müjdeleşiniz. İşte 'büyük kurtuluş ve mutluluk' budur. (Tevbe
Suresi, 111)

[1]

 

 





[1] Harun
Yahya, Şeytanın Enaniyeti, Vural Yayınları: