Fecir | Konular | Kitaplar

Eleştiriye Tahammül Edemezler

Eleştiriye Tahammül Edemezler




Eleştiriye Tahammül Edemezler

 

Eleştirilmek, kibirli ve gururlu insanların
canlarının yanmasına sebep olur. Kendilerine eleştiri yapıldığında ya da
hataları söylendiğinde el ve yüz kaslarının gerildiği, mimiklerinin donuklaştığı
görülür. Prestijlerini kaybetme endişesiyle sanki "dünya başlarına yıkılmış"
gibidir. Kendileri başkalarının hatalarını alaycı ve kibirli bir gözle
değerlendirdiklerinden, başkalarının da kendilerine alaycı bakacağını,
küçümseyeceğini düşünürler. Bir konuda eleştiri yapıldığında veya öğüt
verildiğinde herkesin önünde küçük düştüklerine inanırlar. İşte böyle bir ruh
hali de yalnız manevi olarak değil, fiziksel olarak da etkilenmelerine sebep
olur. Mimiklerinin doğallığı bozulur, ses tonlarında ani iniş çıkışlara
rastlanır, doğal hallerinde bulunmayan "tikler" ortaya çıkar. Böylelikle maddi
ve manevi yönden şiddetli bir sıkıntı ve kasılma hali yaşarlar. Bu hal
içerisinde rahatlığı, huzuru bir türlü yakalayamazlar.

Herşeyden önce "en güzel", "en akıllı", "en
kaliteli" olma gibi bir iddia ile yola çıkmışlardır. Bu da onları sürekli olarak
sıkan, baskı altına alan bir konudur. Kendilerini bu derece üstün ve kusursuz
gördükleri (daha doğrusu göstermeye çalıştıkları) için doğal olarak en ufak bir
hatırlatma onları öfkeye kaptırabilir. Ancak, Allah'tan korkmayan ve kendi
nefislerini ilah edinen bu insanların unuttukları bir nokta vardır: Kendilerini
insanlara karşı hatasız, mükemmel göstermeye çalışabilirler. Bunda kimi zaman
başarılı da olabilirler; etraflarındaki pek çok kişi onların gerçek manada
kusursuz insanlar olduklarını düşünebilir. Ama ahiret günü yaptıkları tüm
hatalar (küçük-büyük ayırt edilmeksizin) tek tek karşılarına çıkacaktır. Çünkü
"onlar, Allah'ın gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bildiğini
bilmiyorlar mı?" (Bakara Suresi, 77) ayetinde ifade edildiği gibi,
nefislerine ilişkin her detay üstün kudret sahibi Allah tarafından
bilinmektedir. Onlar ise, insanları aldatmaya çalışırlarken son derece akılsız
duruma düşmüş ve kendilerini Yaratan'ı ve hesap gününü unutarak yalnız
kendilerini aldatmışlardır.



[1]

 





[1] Harun
Yahya, Şeytanın Enaniyeti, Vural Yayınları: