Fecir | Konular | Kitaplar

ENANİYETİN BEDENE ETKİLERİ

ENANİYETİN BEDENE ETKİLERİ




ENANİYETİN BEDENE ETKİLERİ

 

Enaniyet,
kişinin sürekli olarak dış dünyaya karşı temkinli davranmasına sebep olduğundan
bir müddet sonra yoğun bir stres meydana getirir. Hata yapma, eleştiri alma,
küçük düşme, prestij kaybetme, ön plana çıkma, üstün olma, enaniyetini yaptığı
şeyleri kaybetme gibi kaygılar kişiyi çok yorar, sürekli dikkatli olmasını
gerektirir. Bu da stresin
meydana gelmesi için ideal bir ortam oluşturur. Dolayısıyla enaniyetli bir
insanın yüz ifadesi ve hali, tevazulu, tevekküllü bir insanınkinden çok
farklıdır.

Stres içinde geçirdikleri hayatlarıyla
enaniyetli kişiler, çevreye verdikleri zarardan çok daha fazlasını kendi
bedenlerine verirler. Ama çoğunlukla bu durumun farkına varamazlar. Dışarıya
karşı hep en iyi ve en üstün görünmek istedikleri için, kafalarında büyük bir
baskı vardır. Bunun belirtilerini tüm vücutlarında görmek mümkün olur.

Ruhlarındaki huzursuzluk, bedenlerinde
çeşitli etkilerle ortaya çıkar. Örneğin saçları zor uzar, mat ve cansız olur.
Ciltleri parlaklığını yitirmiştir, kuru ve yaşlanmaya müsaittir. Yaşlılık
etkileri çok fazla görülür. Ani kırışmalar olabilir. Ağızda kuruluk olur. Fiziki
anlamda gösterişli bir insan bile olsalar, dikkatli bakıldığında bedenlerinde
bir iticilik göze çarpar. Gözlerinin canlılığı gitmiştir, bakışları donuk olur.
Yüz kaslarının kasıldığı, doğal olmadığı çok rahat anlaşılır. Enaniyetin
etkisiyle kadınların ciltlerinde anlaşılmayan bir şekilde erkeksileşme görülür;
ciltleri kalınlaşır, tüylenir, damarları çıkar, ellerindeki kemikler
belirginleşir. Yine ciltlerinde genel bir sararma hakim olur.

Enaniyetli insan fiziki anlamda güzel
ve gösterişli olsa bile, kibirden ve akıl eksikliğinden kaynaklanan bedeni bir "kavrukluk"
hemen göze çarpar. Ancak bunun yanında samimi ve tevazulu bir mümin, vasat bir
güzellikte bile olsa imanın etkisiyle göze çok hoş ve heybetli gelebilir.



Diğer yandan enaniyetli kişide konuşma
bozukluğu dikkati çeker. Rahat, akıcı ve samimi konuşamaz. Bu tür insanlar
akıllarını beğendikleri için, mantık örgüleri çok bozuk olur. Samimi ya da
hikmetli konuşmak yerine, kusurlarını örtecek şekilde süslü ve güzel konuşma
yapma, hatalarının ortaya çıkmasını engelleme ya da insanların hoşnutluğunu
kazanma amacıyla konuşurlar. Bu yüzden de kurdukları her cümle hem akılsızca
olur, hem de dürüst olmadıkları rahatça anlaşılır. Özellikle de nefisleri köşeye
sıkıştığı zaman, yani hataları ortaya çıktığında veya hoşlanmadıkları bir
hatırlatma yapıldığında bu sayılan özellikler çok daha yoğun olarak kendini
gösterir.

Enaniyetin kişinin fizik görünümüne
yaptığı bu etkiler, iç organlarında da hasara yol açar. Kibirden kaynaklanan
yoğun stres, tıpkı içki, sigara gibi etkisini yavaş yavaş gösterir ama sonunda
önemli problemlere yol açar. Bilindiği gibi stresin birçok hastalığa sebep
olduğu, uzmanlar tarafından da hemfikir olunan bir gerçektir. En çok görülen
sonucu, mide ağrıları, gastrid, sindirim bozuklukları şeklindedir. Diğer iç
organlarda da bu ve benzeri birçok hasar meydana gelir.

Unutmamak gerekir ki sayılan tüm bu
etkiler ancak dikkatli gözle değerlendirilirse görülebilir. Bu özelliklerin
meydana geldiği kişilere sorulsa onlar bu belirtileri reddedebilir ya da başka
açıklamalar da getirebilirler. Ama kibirli bir kişi ile Allah'a teslimiyetli
biri kıyaslandığında, anlatılan bu fiziksel ve ruhsal farklılık hemen göze
çarpar. Özellikle yaş ilerledikçe bu fark inkar edilemez hale gelir. Enaniyetli
insan bu şekilde en büyük zararı kendine vermiş olur. Hem ruhsal, hem de
bedensel bir çöküntü yaşar. Oysa müminler Allah'a dayanıp güvenmenin ve kadere
inanmanın getirdiği ruh hali ile son derece neşeli, rahat ve huzurlu bir hayat
sürerler. Doğal yaşlanma belirtileri elbette onlarda da görülür. Ama bu
belirtiler enaniyetin getirdiği stresin ve karanlık ruh halinin etkisiyle
meydana gelen çöküntüden çok farklıdır. Böylece müminler hem dünyada rahat ve
kazanç içinde olurlar, hem de ahirette...

[1]

 





[1] Harun
Yahya, Şeytanın Enaniyeti, Vural Yayınları: