Fecir | Konular | Kitaplar

Nuh Kavmi

Nuh Kavmi




Nuh
Kavmi

 

Nuh kavminin önde gelenleri tarihteki
diğer benzerleri gibi son derece gururluydular. Hz. Nuh onları dine davet
ettiğinde aralarından çok az kişi kendisine icabet etmişti. Buna rağmen Hz. Nuh
onların ahiret azabına uğramamaları için büyük çaba sarf etti. Fakat onun tüm
çabalarına karşı kavminin kendisine cevabı şöyle oldu:

Kavminden ileri gelen inkarcılar: "Biz
seni yalnızca bizim gibi bir beşerden başkası görmüyoruz; sana, sığ görüşlü olan
en aşağılıklarımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz ve sizin bize bir
üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine biz sizi yalancılar sanıyoruz" dedi. (Hud
Suresi, 27)

Bozuk ifadelerinden kibirleri çok
rahat anlaşılan bu insanlar, Hz. Nuh'un yanındaki müminlere de hakaret
etmişlerdir. Onlara göre üstünlük, mala, mülke, evlatça zengin, makam ve mevkice
yüksek olmaya bağlı olduğu için peygambere tabi olan müminlerde de bu
özellikleri aramışlardır. Üstünlüğün ahlaka, Allah'a yakınlığa bağlı olması
gerektiğini ise akledememişlerdir.

Aşağıdaki ayetlerde Nuh kavminin
elçilerine karşı kullandıkları enaniyetli üslup açıkça görülmektedir:



Dediler ki: "Ey Nuh, bizimle çekişip
durdun, bu çekişmede ileri de gittin. Eğer doğru söylüyorsan, bize vaadettiğini
getir." (Hud Suresi, 32)

Kendilerinden önce Nuh kavmi de
yalanlamıştı; böylece kulumuz Nuh'u yalanladılar ve "Delidir" dediler. O, baskı
altına alınıp engellenmişti. (Kamer Suresi, 9)

Tüm bu çirkin hareketlerine karşın Hz.
Nuh kavmine karşı çok sabırlı davranmış, kendisine verilen hakka davet görevini
tam bir ihlasla yerine getirmiştir. Ancak düzelmeyeceklerini anlayınca da
Allah'a kavminin büyüklenmesini şikayet etmiş ve O'dan yardım dilemiştir:

Dedi ki, "Rabbim, gerçekten kavmimi
gece ve gündüz davet edip durdum. Fakat davet etmem, bir kaçıştan başkasını
artırmadı. Doğrusu ben, onları bağışlaman için her davet edişimde, onlar
parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerini başlarına çektiler ve büyüklük
tasladıkça büyüklük gösterip direttiler. Sonra onları açıktan açığa davet ettim.
Daha sonra (davamı) onlara açıkça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla
yanaşmak istedim." (Nuh Suresi, 5-9)

Nuh: "Rabbim, gerçekten onlar bana
isyan ettiler; mal ve çocukları kendisine ziyandan başka bir şeyi artırmayan
kimselere uydular. Ve büyük büyük hileli düzenler kurdular. Ve dediler ki: Kendi
ilahlarınızı bırakmayın; bırakmayın ne Vedd'i, ne Suva'ı, ne Yeğus'u, ne Yeuk'u
ve ne de Nesr'i. Böylece onlar, çoğu kimseyi şaşırtıp saptırdılar. Sen de o
zalimlere sapıklıktan başkasını artırma... Nuh :"Rabbim, yeryüzünde kafirlerden
yurt edinen hiçkimseyi bırakma" dedi. (Nuh Suresi, 21-24,26)

Hz. Nuh'un bu duası üzerine Allah ona
icabet etmiş ve kavmine büyüklenmeleri ve elçisini yalanlamaları nedeniyle
dünyada ve ahirette bela vermiştir:

Bunlar, hataları dolayısıyla suda
boğuldular, sonra ateşe sokuldular. O zaman da Allah'ın dışında hiçbir yardımcı
bulamadılar. (Nuh Suresi, 25)

[1]

 





[1]
Harun Yahya, Şeytanın Enaniyeti, Vural
Yayınları: