Tevazunun Sırrı
Tevazunun Sırrı
Kuran'da haber verilen tüm bu mümin
özelliklerine baktığımızda, tevazunun imanın doğal bir sonucu olduğunu görürüz.
Nitekim Kuran'da iman edenlerden söz edilirken, tevazunun onların doğal hali
olduğunu anlatır. Yani müminler mütevazi davranmaya çalışan insanlar değildirler;
içlerinde bulundukları ruh hali nedeniyle zaten doğal olarak öyledirler. Bir
ayette müminlerden söz edilirken "O Rahman'ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak
gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman 'Selam'
derler" diye bildirilir. Bir sonraki ayet ise bu doğal tevazunun nedeni
açıklanır[1]:
Onlar, Rablerine secde ederek ve
kıyama durarak gecelerler. (Furkan Suresi, 64)
Yani müminlerin tevazusu, Allah'a
karşı olan teslimiyetlerinin bir sonucudur. Alçakgönüllülükleri, dünyanın
sırrını anlamış olmalarından, yani Allah'ın varlığını ve gücünü kavramalarından
kaynaklanır.
Dolayısıyla bu kitapta sözünü
ettiğimiz gerçek tevazu, ancak ve ancak imanla elde edilir.
İman dışında bir yolla gerçek bir
tevazunun elde edilmesi ise imkansız gibidir. Çünkü iman etmeyen insanların
dünyasındaki "mütevazi" kişiler, aslında "ezik" kişilerdir. Bu dünyada dünyevi
kıstaslar tek ölçü olduğu için, bu kıstasları elde edenler kibirlenirler, elde
edemeyenler ise ezik ve güvensiz bir karakter geliştirirler. Zenginler her zaman
için kibirli, fakirler ise her zaman için eziktirler. Bu eziklik ise gerçek
tevazudan, yani asil ve vakarlı bir alçakgönüllülükten çok uzaktır.
Kuran'daki Karun kıssası bu konuda
bize önemli bir yol gösterir. Ayetlerde Karun'un zenginliği dolayısıyla
kibirlenişinden söz edilirken, bir yandan da Karun'a özenen ve onun gibi
olamadıkları için hayıflayan kişilerden bahsedilmektedir. Bu iki grubun dışında
kalanlar ise imanın sırrını kavramış olan salih müminlerdir:
Böylelikle (Karun) kendi
ihtişamlı-süsü içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını istemekte
olanlar: "Ah keşke, Karun'a verilenin bir benzeri bizim de olsaydı. Gerçekten o,
büyük bir pay sahibidir" dediler.
Kendilerine ilim verilenler ise:
"Yazıklar olsun size, Allah'ın sevabı, iman eden ve salih amellerde bulunan
kimse için daha hayırlıdır; buna da sabredenlerden başkası kavuşturulmaz"
dediler.
Sonunda onu da, konağını da yerin
dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı.
Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.
Dün, onun yerinde olmayı dileyenler,
sabahladıklarında: "Vay, demek ki Allah, kullarından dilediğinin rızkını
genişletip-yaymakta ve kısıp-daraltmaktadır. Eğer Allah, bize lütfetmiş
olmasaydı, bizi de şüphesiz batırırdı. Vay, demek gerçekten inkâr edenler felah
bulamaz" demeye başladılar.
İşte ahiret yurdu; biz onu, yeryüzünde
büyüklenmeyenlere ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armağan) kılarız. (Güzel)
Sonuç takva sahiplerinindir. (Kasas Suresi, 79-83)
Karun'a özenenler belki Karun kadar
kibirli değildiler, hatta belki "ezik" insanlardı. Ama eğer onun yerine
konulsalar, bu kez belki de onlar Karun gibi kibirleneceklerdi. Çünkü onlar da
Karun gibi, mülkün gerçek sahibini ve gücünü kavrayamamışlardı. Bunu kavramaları
ancak Karun'un helak edilmesiyle mümkün olmuştur.
Gerçek tevazuya sahip olanlar ise,
"kendilerine ilim verilen", yani dünyanın sırrını kavramış müminlerdi. Karun'a
özenmemişlerdi, çünkü onun sahip olduklarının önemli bir şey olmadığının
farkındaydılar. Eğer kendilerine Karun gibi bir zenginlik verilecek olsa, asalet
ve tevazularını hiç değiştirmeden yaşamaya devam ederlerdi.
İşte Karun kıssasında sözü edilen bu
"ilim sahipleri", tüm müminler için birer örnektirler. Gerçek tevazunun sadece
Allah'a kul olmakla elde edileceğini ve Allah'ın da sadece böylelerine
nimetlerini vereceğini insanlara öğretirler. Çünkü onlar "yeryüzünde
büyüklenmeyenler ve bozgunculuk yapmak istemeyenler"dir. Verilen nimete, kibirle
değil, şükürle karşılık verirler.
[2]
[1] Harun
Yahya, Şeytanın Enaniyeti, Vural Yayınları:
[2] Harun
Yahya, Şeytanın Enaniyeti, Vural Yayınları:
ŞEYTAN
- ŞEYTAN..
- Kur'an-ı Kerim'de Şeytan Kıssası
- Yaratılışı ve Hz. Âdem'e Secde Emrinden Önceki Durumu
- Mühlet Verilişi
- Görevi
- Havva'nın Yaratılışından So a
- Şeytanın Görevi
- Şeytanın Zarar Veremeyeceği Kimseler
- Her İnsana Bir Şeytan Verilişi
- İnsanı Şeytana Tutsak Eden Nefsî Hastalıklar
- Şeytanın İnsana Dört Bir Yandan Yaklaşması
- Şeytana Uyanların Durumu ve Ahirette Hesaplaşma
- Şeytanın Yaratılış ve İnsanlara Musallat Olmasının Hikmeti
- Şeytanın Enaniyeti
- Enaniyetin Sebepleri
- Güç ve Zenginlik.
- Güzellik ve Gençlik.
- Makam, Mevki, İtibar
- Zeka, Kültür, Tahsil Durumu.
- ENANİYETİN RUHA ETKİLERİ
- Hasta ve Bozuk Bir Ruh Haline Sahiptirler
- En Büyük Korkuları Hata Yapmaktır
- Eleştiriye Tahammül Edemezler
- En Çok Hoşlandıkları Konu Övülmekti
- Enaniyet Sevmeyi ve Sevilmeyi Engeller
- Hiçbir Şeyden Zevk Alamazlar
- ENANİYETİN BEDENE ETKİLERİ
- GİZLİ ENANİYET
- KURAN'DA BAHSEDİLEN ENANİYET ÖRNEKLERİ Enaniyetli İnsanların Lideri "Şeytan"
- Şeytanın İnsanları Kışkırtması
- Şeytana Uyanların Sonları
- FİRAVUN
- Firavun Hz. Musa'ya Karşı Kendini Yüceltmeye Çalışmıştır
- Firavun'un Büyüklük İsteğiyle Hz. Musa'yı Öldürmeye Çalışması
- Firavun'un İlahlık İddiası
- Enaniyeti Firavun'u Mucizelere Karşı Tepkisizleştiriyor
- Firavun'un İbret Verici Sonu.
- Firavun Kıyamet Gününde Kavminin Önderliğine Geçer
- Karun.
- Haman.
- Hz. İbrahim'in Babası
- Ebu Leheb.
- Bağ Sahibi
- Kavimlerin Önde Gelenleri
- Halkı Saptırmak İçin Çaba Harcamaları
- Vicdanları Kabul Ettiği Halde İnkar Etmeleri
- Atalarının Dinine Uymaları
- Allah'ın Kitabına Tabi Olmamaları
- Elçilere İtaat Etmemeleri
- Elçilere Çeşitli Yöntemlerle Zarar Vermek İstemeleri
- Hileli Düzenlerinin Kendilerini Kuşatması
- İnkarci Kavimler
- Nuh Kavmi
- Ad Kavmi
- Semud Kavmi
- İsrailoğulları
- Hz. Muhammed'in Kavmi
- Müminlerin Tevazusu.
- Allah'a Karşı Acizliklerini Bilirler
- Allah'a Karşı Hiçbir Şeyi Ortak Koşmazlar
- Allah'ın Elçilerine İtaat Ederler
- Hatalarında Direnmezler
- Ellerine Geçenlerle Şımarmazlar
- Dünyayı Değil Ahireti İsterler
- Hiç Kimseyle Alay Etmezler
- Şeytanın Adımlarını İzlemezler
- Kibirli İnsanlara Boyun Eğmezler
- Cennetle Müjdelenmişlerdir
- Tevazunun Sırrı
- Enaniyetle Birlikte Din Yaşanır Mı?.
- Enaniyetli Bir Kimse Dini Yaşadığını İddia Ederse Ne Olur?.
- Allah'ı Gereği Gibi Takdir Edememeleri
- İtaat ve Saygı Konusunda Uyum Gösterememeleri
- Allah'ı Anamamaları
- Kuran'ı Dinleyememeleri
- Sadakat Gösterememeleri
- Zorluğa ve Zamana Karşı Dayanıksız Olmaları
- Mallarından Rahatlıkla İnfak Edememeleri
- Enaniyetli İnsanların Ahiretteki Durumları
- Cehennemde Alçaltılıp Küçük Düşürülürler
- Çirkinleştirilmişlerdir
- Sonsuza Kadar Cehennemde Kalırlar
- Kıyamet Günü Malları ve Çocukları Onlara Fayda Sağlayamaz.
- Enaniyetli Kişilerin Saptırdıklarının Ahiretteki Durumları
- Sonuç