Fecir | Konular | Kitaplar

İsrâiloğullarına da Zekât Farzdı

İsrâiloğullarına da Zekât Farzdı




İsrâiloğullarına
da Zekât Farzdı
   
 
"(Hz. Musa:) 'Bize, bu
dünyada da iyilik yaz, ahirette de. Şüphesiz biz Sana döndük'  Allah
şöyle buyurdu: 'Ben istediğimi azaba çarptırırım. Benim rahmetim ise, her
şeyi kuşatır/ çevreler. Onu takvâ yolunu tutup da zekâtı ödeyen kimselere ve
âyetlerimize iman eden kimselere yazacağım." (7/A'râf, 156)
Hz. Musa'nın kavmi, dar gönüllü
kimselerdi. Bunlar canları pahasına paralarını vermezlerdi. Günümüzde bile
yahudiler aynı özelliklerini devam ettirmektedirler. Bunun için de Allah,
kendinin bu değerli ve kıymetli peygamberinin duasına karşı böyle cevap verip
açıkça buyuruyor ki, eğer senin ümmetin zekâta bağlı bulunacak olursa o zaman
benim vaad edilmiş bulunan rahmetimden nasip alırlar. Yoksa, zekât vermeyecek
olurlarsa, benim rahmetimden mahrum kalacaklardır.
Konumuzu teşkil eden Bakara 43.
âyette de tüm müslümanlarla birlikte Benîisrâil için de şu emirleri görüyoruz:
"Namazı ikame edin( hakkıyla kılın), zekâtı verin; rükû edenlerle beraber
rükû edin." (2/Bakara, 43)
Hz. İsa da yine ümmetine namaz
ve zekâtı emretmiştir. "(Hz. İsa:) 'Nerede olursam olayım, O beni mübarek
kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti." (19/Meryem, 31)   

Buradan anlaşılıyor ki, İslâm
dini, hangi peygamber zamanında olursa olsun, namaz ve zekât üzerinde durmuş ve
bu iki büyük farizaya çok önem vermiştir. Hiç bir zaman Allah, ümmetlerden
herhangi birisini bunlardan muaf tutmamıştır.