Fecir | Konular | Kitaplar

Mal açısından gerekli olan şartlar

b




b- Mal açısından
gerekli olan şartlar:

 
1- Mal, mal sahibinin aslî
ihtiyaçlarından ve borçlarından fazla olarak, nisab miktarı veya daha fazla
olmalıdır. Havâic-i aslliyye (Aslî ihtiyaç); kişinin ve ailesinin ihtiyaçları
olan mal, eşya ve âletlerdir.  2- Mal, hakikaten veya hükmen artıcı olmalıdır.
Hakikaten artıcı olmasından maksat; malın, ticaret veya üreme yoluyla çoğalıcı
olmasıdır. Buna göre; her türlü ticaret malı, nesli, sütü ve tüyü alınmak üzere
kırlarda otlatılan erkek ve dişi hayvanlar hakikaten artıcıdır. Bu şekildeki
hayvanlara sâime denir.  Malın hükmen artıcı olması; sahibinin veya vekilinin
elinde bulunması suretiyle artırılmaya elverişli olmasıdır. Altın, gümüş ve
paralar bu kabildendir. 3- Malın üzerinden bir yıl geçmiş olmalıdır. Buna havl-i
havelân denilir.
Nisab miktarı mala sahip olan
bir kimseye, o mala sahip olduktan itibaren bir sene geçtikten sonra zekât
vermesi farz olur. Nisabın, hem senenin başında hem sonunda mevcut olması
gerekir. Arada azalıp çoğalmasına itibar edilmez. Zekât verirken malın, sene
başındaki veya sene ortasındaki değil; sene sonundaki değerine itibar edilir. 4-
Sahibi, mala tam olarak mâlik olmalıdır. Bundan maksat; malın, sahibinin elinde
olması ve onda bir başkasının hakkının bulunmamasıdır. Buna göre, kadının henüz
eline geçmeyen mihrine ve insanın elinde bulunmakla beraber, buna karşılık borcu
olan malına zekât gerekmez. Ancak, borcuna mukabil olan çıktıktan sonra geriye
kalan miktar, nisaba ulaşırsa,  o  fazlalık  için  zekât gerekir. Buradaki
borçtan maksat, kul borcudur. Keffaret, nezir, hac gibi dinî borçlar zekâtın
gereğine mani değildir. Satın alınıp henüz teslim alınmayan mal, borçlu
tarafından inkâr edilmeyen, edilse bile isbatı mümkün olan alacaklar ve
yolcuların memleketlerinde olan mallarına zekât gerekir.
Haram yolla kazanılan malın
zekâtı verilmez. Bu malın, varsa sahibine verilmesi, bilinmiyorsa fakirlere
dağıtılması gerekir.
Zekâtta niyyet şarttır. Fakat
zekât verilirken, onun zekât olduğunun bildirilmesi şart değildir. Hatta, içten
zekâta niyet edildiği halde, verirken ikram, hediye, veya borç demek, onun
geçerliliğine engel olmaz; özellikle zekât alan muhatabın şahsiyetini ve onurunu
korumak için bu hassasiyetlere dikkat etmek daha faziletlidir.