Fecir | Konular | Kitaplar

Zekât Vermemenin Cezası

Zekât Vermemenin Cezası




Zekât Vermemenin
Cezası 

 
Zekât vermemenin cezası, maddî
ve manevî müeyyidelere (yaptırımlara) dayandırılmıştır. Allah, zekâtı
vermeyenler hakkında Kıyamette çok acıklı bir cezanın tatbik edileceğini beyan
buyurur. "Ey iman edenler! Gerçekten yahudi bilginleri ile hıristiyan
râhiplerinden birçoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve insanları
Allah yolundan çevirirler; bir de altın ile gümüşü yığıp/stok edip Allah yolunda
harcamayanlar, işte bunları acıklı bir azapla müjdele! Kıyamet gününde stok
edilen o altın ile gümüşün (paraların) üzerleri Cehennem ateşinde kızdırılacak
da, bu mal biriktirenlerin alınları, yanları ve sırtları bunlarla dağlanacak. Ve
onlara şöyle denecek: 'İşte bu, kendiniz için stok ettiğiniz paralardır. Artık
yığdıklarınızın/stok  ettiklerinizin cezasını çekin." (9/Tevbe, 34)
"Allah'ın fazlından
verdiğini (infak etmekte) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için
hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenadır. Cimrilik ettikleri şey de Kıyamet
gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah
bütün yaptıkları-nızdan haberdardır." (3/Âl-i İmran, 180)
Bu konuda iki de hadis-i şerif
meali verelim: "Cenab-ı Allah kime mal verir de zekâtını ödemezse, Kıyamet
gününde o mal, sahibine, gözlerinin önünde simsiyah iki benek bulunan gayet
zehirli (ve zehirinin etkisinden başı) kel bir yılan şeklinde görünerek boynuna
gerdanlık yapılacak; sonra da iki çene kemiğini, yani avurdunu iki tarafından
yakalayıp şöyle diyecek: 'Ben senin malınım, ben senin yığdığın stoklarınım."
(Buhârî, c. 2, s. 106; Nesâi, c. 5, s. 39; İbn Mâce, c. 1, s. 568)  

"Deve, sığır ve koyun sahibi
bir müslüman, bu malların zekâtını ödemezse, Kıyamet gününde o hayvanlar,
dünyada olduklarından daha semiz ve daha büyük bir halde gelecekler ve her biri
boynuzu ile ona toslayacak; ayakları ile de çiğneyecek. Sonuncusu işini
bitirince, birincisi yeniden toslamaya ve çiğnemeye başlayacak; ta insanlar
mahkeme edilinceye kadar." (Buhârî, c. 2, s. 106; Nesâi, c. 5, s. 29; İbn
Mâce, c. 1, s. 568) Bu hadisin hükmü dünya hayatında da tecelli ediyor.
Mallarının hakkını ödemeyen zenginler, mallarından huzur içinde faydalanamı-yor,
iş güvenliğini temin edemiyorlar, bunca varlıkları gönül darlıklarını
gideremiyor. İşte bu gibi durumlar, daha dünyadayken malın sahibini toslaması
kabul edilebilir.
Zekâtı ödememenin dinî cezası
hakkında İbn Mes'ud (r.a.) buyuruyor ki: "Zekâtı terk eden müslüman değildir."
(aynı eser, aynı sayfa). Yani böyle kimseler, İslâm hâkimiyetini kabul etmeyen
gayr-ı müslimler gibidir. Zira zekât, müslüman toplumda serbest dolaşmanın ilk
şartıdır. Küfürden döndükten sonra bir kimse zekâtı verip namazı kılmadıkça
İslâm topraklarında serbest dolaşamaz.