Fecir | Konular | Kitaplar

Zekâta Tâbi Mallar

Zekâta Tâbi Mallar

Zekâta Tâbi Mallar

Bu mevzuyu Ömer Nasuhî Bilmen merhum şöyle
özetlemiştir: "Mallar, emvâl-i bâtına (görülmeyen) ve emvâl-i zâhire (görülen)
adıyla iki kısımdır. Nakit paralar ile, evlerde, mağazalarda bulunan ticâret
malları, emvâl-i bâtına'dır. Sâime denilen hayvanlar ile bir kısım arazi
muhsûlâtı ve mâdenler ile yer altındaki hazîneler ve "gümrüklere uğrayan ticâret
malları ile nukud" da emvâl-i zâhiredendir. Bunların hepsi de birer muayyen
nisbette zekâta tâbidirler.

Bâtınî malların zekâtlarını vermek, sâhiplerinin
diyânetine havâle edilmiştir. Bunlar, bu malların zekâtlarını diledikleri
fakirlere, muhtaçlara bizzat verebilirler.

Zâhirî malların zekâtlarını, muayyen nisbetteki
vergilerini ise, veliyyü'l-emir, hususî memurlar vâsıtasıyla tahsîl ederek
şer'an muayyen yerlere sarfeder..."

Bugünün şartlarında, zekât deyince sadece
emvâl-i batına'dan verilecek kırkta biri anlayanların hatası açıktır. Dinin
hassasiyetle durduğu bir meselede mü'minlerin de hassas olmaları gerekir.
Kabirde hesap ilâhî ölçülere göre olacaktır.[1]


[1]
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve
Şerhi, Akçağ Yayınları:7/326.